| ||||||||||
| ||||||||||
ZİYARETCİ İSTATİSTİĞİ |
AKBULUT KENDİ ELİYLE VERDİ/ İSKENDER KORDU YAZIYOR
Bu satırlardan çoğu zaman övdüğümüz Çatalcaspor Teknik Direktörü Kadir Akbulutu bugün eleştireceğiz. Nedeni ise Eskişehir önünde 1-0 önde gidilen maçta gidişata göre hiç yapılmayacak bir değişiklik yaparak 1 puanı adeta kendi elleriyle Eskişehirspora hediye etmesi. AKBULUT KENDİ ELİYLE VERDİ Bu satırlardan çoğu zaman övdüğümüz Çatalcaspor Teknik Direktörü Kadir Akbulut’u bugün eleştireceğiz. Nedeni ise Eskişehir önünde 1-0 önde gidilen maçta gidişata göre hiç yapılmayacak bir değişiklik yaparak 1 puanı adeta kendi elleriyle Eskişehirspor’a hediye etmesi. Çatalcaspor adına herşey yolunda giderken maçın ruhuna uygun olmayan bir değişiklik yaptı Kadir Akbulut. Nedir peki bu değişiklik? 54. Dakikada Reha Kurt’un attığı golle 1-0 öne geçiyorsun. Oyun tamamen senin kontrolünün altında. Üstelik 1-0’lık sonuç elindeyken yapacağın en iyi şey de skoru korumak, savunma güvenliğini arttırarak ikinci golü düşünmek. Peki Kadir Akbulut ne yapıyor? O ana kadar savunma anlamında doğru işler yapan takıma savunma yönü neredeyse hiç olmayan Ufuk Birdal’ı atıyor 64. Dakikada Selahattin Seyhun’un yerine. Peki ne oluyor o dakikadan sonra? Önce 66. Dakikada Onur Arı ile Eskişehir’in beraberlik golü geliyor. Ardından ortasahada kaptırılan ve yenilen kontrataklar. Oyuna giren Ufuk Birdal’ın net iki pozisyonu acemice değerlendirememesi. Ve ardından gelen 2 puanlık üzücü bir kayıp. Taraftarlar da 90 dakika sonunda başları önde terketti İzzettin Stadı’nı. Oyuna takım 1-0 öndeyken dahil olan Ufuk Birdal ne savunmayı becerebiliyor ne de hücumda son vuruşu. Ufuk Birdal’ı sezon başında da izlediğimizde bu oyuncunun oyunun her iki yönünde de zaafları olduğunu görmeyen yoktur. Bu oyuncumuz çok yetenekli ama pozisyon bilgisi, topla ilişkisi ve topsuz oyun becerisi maalesef sınırlı. Teknik direktör Kadir Akbulut’un daha önceki maçlarını referans alarak böyle bir dakikada bu oyuncuyu oyuna atması hata. Burada Ufuk Birdal’ı değil Kadir Akbulut’a eleştirimiz. Belki 2-0, 3-0 önde olduğun, ya da geriye düştüğün bir maçta bu riski alabilirsin ama 1-0 öndeyken, takım savunmasını ön planda tutarak hareket etmek varken sadece hücumu düşünen, onu da sınırlı bir şekilde yapabilen bir oyuncuyu sahaya atmak bir teknik direktör yanlışıdır. O yüzden kimse Eskişehir önünde puan neden kaçtı diye birbirine sormasın. Nasıl galibiyetlerde Kadir Akbulut’un tercihlerini alkışlıyorsak dün kaybedilen 2 puanda da Akbulut kaçan puanların sorumluluğunu kimseye atmamalıdır. Üstelik iki mağlubiyet sonrası bu galibiyet büyük önem taşırken. Burada sorumluluk istifa değil tabi ki. Sorumluluk almak hatalarından ders çıkarmak, kaçan puan nedeniyle oyuncuları suçlamamak ve kendi özeleştirini yapmaktır. Zaten bunu başardığınız, kendinizi sorguladığınız anda bir sonraki maça hazırlanmaya başlamış oluyorsunuz. Burada kimse Kadir Akbulut’tan istifa beklediğimizi ya da istifa etmesini düşündüğümüzü aklına getirmesin. Ancak bu kadar hassas bir dönemde, krediniz neredeyse tükenmişken, taraftarın 3 puan beklentisiyle geldiği bir maçta herşey de elindeyken 2 puanı sahada bırakmak yakışmadı diyebilirim. Ancak bu puan kaybı dünyanın sonu değil. Akbulut’un şapkasını öne koyarak, yardımcılarıyla da fikiralışverişi yaparak bu girdaptan çıkacağını, yeniden eski günlerin geleceğine yürekten inanıyorum. Yeter ki Akbulut bu konuda daha radikal olsun. Burada ismini sık sık andığım için Ufuk Birdal kardeşimiz de üzerine alınmasın. Eğer profesyonel futbol oynuyorsanız eleştiriye de övgüye de açık olacaksınız. Zaten bu baskıyı kaldırdığınız sürece bu dünyada varlığınızı sürdürebilirsiniz. Bizler hatanın nerede olduğunu göstermek için sahada oynayan oyuncular üzerinden, isimlerini zikrederek doğruları ve yanlışları ortaya koyabiliriz. Bu nedenle genç kardeşimizin de bu sözlerimizden kendisine yarayacak kısımlarını almasını, ancak bu şekilde üstüne koyarak kendisini geliştirebileceğini düşünüyorum. Bu haber 1268 defa okunmuştur.
|
EN ÇOK OKUNANLAR |
||||||||
|
Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |
||||||||||
