| ||||||||||
| ||||||||||
ZİYARETCİ İSTATİSTİĞİ |
FUTBOLU İKİNCİ PLANA ALABİLİRİZ10 Mayıs 2014, 10:07 İskender Kordu İstanbulspor Kulüp Başkanı Hüsnü Terekten sitemize özel açıklamalar. Evinin kapılarını www.istanbulamator.coma açan Terek sorularımıza dobra dobra yanıtlar vererek birbirinden ilginç açıklamaların altına imza attı. “FUTBOLU İKİNCİ PLANA ALABİLİRİZ” İstanbulspor Kulüp Başkanı Hüsnü Terek’ten sitemize özel açıklamalar. Evinin kapılarını www.istanbulamator.com’a açan Terek sorularımıza dobra dobra yanıtlar vererek birbirinden ilginç açıklamaların altına imza attı. “İMKANLARIMIZIN ÜSTÜNE ÇIKTIK” Terek kulübün kaynaklarını en doğru şekilde kullanmak zorunda olduklarını belirterek futbol dışındaki diğer branşlarda da faaliyet gösterdiklerini, sadece futbol kulübü olmadıklarını söyledi. Terek “Olayın esası şu. Futbol popüler birşey. Onu hepimiz kabul ediyoruz fakat artık her kulübün kendi imkanlarını en mantıklı şekilde değerlendirmesi ve ona göre pozisyon alması gerektiğini düşünüyorum. Yılda yaklaşık 200 Bin lira para harcıyoruz futbol takımına. Buna mukabil basketbol takımına 200 bin lira civarında bir para harcadık. Fakat bu takım 3.Lige çıktığı gibi 2.Lige de devam edecek gibi. Daha hala maçlarımız devam ediyoruz. Grup lideriyiz. Yolumuz açık. Burada tabi karar vermek lazım. Şu anda geldiğimiz noktada biraz imkanlarımızın üstüne çıktık. Dolayısıyla mesela seneye neden ne getirir ne götürür onun hesaplarını daha akıllıca yapmak zorundayız. Önümüzdeki yıl mutlaka kız basketbol takımı kuracağız. Ve Türkiye 2. Liginde yer alacağız. Bunun finansal şartları hazır. Ve bu şube kendini finanse edecek bir kaç destekle. Artık her kulübün sadece futbolda değil diğer branşlarda da mutlaka kendine yakın olan, gördüğü spor dallarında faaliyeti gereklidir diye düşünüyorum. Şöyle ki mesela örnek olarak söylüyorum Beykoz'da bir yüzme ile ilgili bir spor dalı yapılabilir. Aksaray'da Yenikapı'da yelkenle ilgili faaliyetler yapılabilir. Yani insanlar kendilerine yakın buldukları branşlarda daha başarılı olabilirler. Bu sadece futbolda her kulübün çalışması diye bir şart yok. Yani amacımız spor yaptırmaksa amatör kümede oynayan sporcularımız da buna katkıda bulunabilirler. “BU SENE BİRAZ DAHA DEĞİŞİK PLANLARIMIZ OLABİLİR” Şimdi bizim bir de rahatsız olduğumuz bir durum var. Şimdi siz çok iyi biliyorsunuz bizim Beykoz maçında bir taraftarımız öldü. Artı eğer İFA ile oynadığımız son maçımızı kazansaydık Allah göstermesin diyorum çok tatsız şeyler yaşanabilirdi. Şimdi bu noktada insan o zaman bir muhasebe yapıyor. Bu kadar iddialı, bu kadar sporu ön sıralarda bitirmeye şartlanmış kulüpler varken bizim böyle bir mücadele içinde yer almamızın gerekçesini düşünüyor insan. Niye yani biz kendimizi ispat etme durumunda değiliz. O yüzden bu sene biraz daha değişik planlarımız olabilir. Bu futbolla ilgili söyleyeceklerim. Ama basketbol 2.Lige eğer takım çıkarsa kız ve erkek basket takımının 2.Ligde olması elbette büyük bir şeref. Bunu maddi kaynaklarla da altını doldurabilirsek bu bizim amiral gemimiz olabilir. Futbolu ikinci plana alabiliriz. Voleybol takımlarımız 6 kategoride yarışmalara katılıyor. Türk Milli Briç takımının 6'sından 4 tanesi İstanbulspor forması taşıyor. Bu da büyük bir gurur. Ve bunun gibi bazı yan branşlarda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Jimnastik düşündüğümüz dallardan bir tanesi. Bir de bilek güreşi için temaslarımız var. Onu da şube olarak açabiliriz. Ayrıca hentbolcu kardeşlerimiz de bize plan hazırlıyorlar. O planın da işleyebileceğini görürsek o şubemizi de tekrar faaliyete sokarız. Şu anda bisikletçilerimiz de faaliyetlerine başladılar. Güçlü bir de bisiklet ekibimiz var. Yani İstanbulspor sadece futbolda değil diğer branşlarda da adını duyuran, hiçbir zaman hiçbir kimse ve kuruluşla sorunu olmayan bir kulüp olarak spor hayatını devam ettirecek. Ayrıca İstanbulspor AŞ de bizim renklerimizi, ismimizi taşıyan bir kulüp olduğu için onlar da gayet dostça temaslarımız sürüyor. Başkanla oturup yemek yiyoruz. Tesislerine gidiyoruz. Onlar geliyor. Hatta onların okulda sezon açmaları için de her zaman davet ediyoruz. Bu olanak her zaman olacaktır. Yani biz dediğim gibi bizde iktidar mücadelesi olmaz. Mesela şu anda kulüp yönetimine aldığımız genç kardeşlerimiz var. Liseli kardeşlerimiz var. Onları yönetimde ileriki aşamalar için yetiştiriyoruz. İleride onlar bu bayrağı taşıyacaklar. Mesele şu anda yönetim kurulunda bulunan İbrahim Edin Doçenç aslında. Emre kardeşimiz de belli bir süre sonra başkanlık görevini yürüteceklerdir mutlaka. İstanbul Lisesi de durduğu sürece İstanbulspor devam edecek. Ve okul öğrencileri ve Türk sporuna hizmet edecektir. “DEVLET DESTEK OLMALI” Yaptığımız iş aslında kutsal bir görev. Ben yardım kuruluşlarında çok çalıştım. Spastik Çocuklar Vakfı'nın 10 genel sekreterliğini yaptım ve kuruculardanım. Sakıp Sabancı ile birlikte kurucuları arasındayım. Orada nasıl evlatlarımıza yardım yapıyorsak bu spor kulüpleri de gençleri kötü yola düşmekten, kahvelerden, uyuşturucudan, sigaradan uzak tutmanın bir yolu. Devletin en azından bu olayı göz önünde bulundurarak kulüplere biraz daha destek olmasını, ama parasal olmayacak bu. Bir şekilde olacak. Tesis mi verir, birşey mi yapar bunu çözecekler. Spor kulüplerinin bu anlamdaki sosyal yönünü mutlaka ön plana çıkarmak lazım. Bir spor kulübü çocukların sadece spor yaptığı bir yer değil. Sosyalleştikleri, topluma adapte oldukları, toplum içerisinde birşeyler yapabildiklerini ortaya koydukları ve arkadaşlığın, dostluğun, dayanışmanın ön planda olduğu bir topluluk. Dolayısıyla bu çok önemli birşey. Çocukları bilgisayar başından kurtarıyor, sanal dünyadan kurtarıyor, gerçek dünyanın içine çekiyor. Bir anlamda çocuklara yaşadığını hisettiriyor. Onun için spor kulüplerinin çok büyük önemi olduğuna inanıyoruz. Bizim İstanbul Erkek Lisesi için de hatta vakfın işlettiği ilk okul için de hemen bütün çocuklarımız bir spor dalına yönlendiriliyor. Yani sadece bilgi açısından değil sosyal açıdan da dolu olarak yaşamalarını sağlıyoruz. Bu anlamda İstanbul Lisesi bu misyonunu çok iyi yerine getiriyor. Biz de sporda bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. “ÖNEMLİ OLAN MAÇ KAZANMAK DEĞİL OYUNCULARIMIZA İNSANLIK KAZANDIRMAK” Geçen sene bizim hiçbir oyuncumuz sahadan atılmadı. Bundan evvelki sene belki yanlışlıkla bir tane atılmış olabilir ama biz her zaman efendiliği, centilmenliği ön planda tuttuk. Futbolcu alırken önce ahlakına, sonra spor yeteneklerine baktık. Bugün diğer takımlara gitmiş olan futbolcularımız, evlatlarımız hepsi biz tekrar eski takımımıza dönelim diye bekliyor. Çünkü biz o arkadaşlık havasını yarattık. Bizim için de gaye budur zaten. Önemli olan maçı kazanmak değil oyuncularımıza insanlık kazandırmak, onları topluma yararlı iyi insanlar yapabilmek. Bizim kazanacağımız o zaman olacaktır. Bizim bütün mantığımız budur açık söyleyeyim. “SPORDA KAZANAN SADECE SAHADA KAZANMAYACAK” Bir kere bizim elimizdeki malzeme yani gençler enerjilerinin doruğunda, 18-20 yaşında her an patlamaya hazır bir bomba gibi düşünebiliriz. Bunlar tüm enerjilerini bir spora ve dostluğa yönlendirebilirsek, onların içine düşmanlık tohumları atmazsak ve sporun kazanmak olmadığını fikrini işlersek ki bu görev önce antrenöre, sonra idarecilere düşünüyor. Aynı zamanda tabi bizim için çok az söz konusu ama spor basınına da düşüyor. Onlar da olayları abartmayıp, mesela bir şampiyonluk kadar hiç oyuncusu atılmadan ligi bitiren takımların da haberleri yapılır, bunlar kutlanır, ödüller alır, bunlar da o özellikleriyle takdir edilirse o zaman çok değerli bir görev yapılmış olur. Sporda kazanan sadece sahada kazanmayacak. Beyinlerde kazanmış olacak. Centilmenlikle, sporculuğuyla, insanlığıyla kazanmış olacak. Yani futbol aslında futbol değildir diye bir laf vardır. Bu laf çok doğrudur. Biz de tüm futbol camiasına yön veren herkes olarak futbolcularımızı doğruya yönlendirirsek o zaman şiddeti engelleyebiliriz. “ Haber ve röportaj: İskender KORDU Bu haber 1976 defa okunmuştur.
|
EN ÇOK OKUNANLAR |
||||||||
Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |